Kendi Halinde Bir Blog

Anne evi kokusu, huzuru falanı ve de filanı herkesçe malumdur. Anlatmaya gerek yok. Şimdilik anne evimiz Düzce'de bulunmakta, yakın gelecekte ne olur bilinmez. İşte geçen hafta  orda çektiğim fotolardan birkaçları. Buyursunlar; Balkondan manzara. Düzce kırsal bir şehir tadında hala, daha zamana ihtiyacı var. The place called home with its beautiful scene from the balkony.       Anne çiçeği. Fix çiçek mor menekşe. En sevdiğimiz içeçeğimiz. Turkish coffee rulez!                 Tepeden Düzce Kasrı manzarası. Koyunlar :) Ha tabi her yeri böyle değil bu şehrin, çarşısı da güzel yerleri de var, yanlış anlaşılmasın. Eğri olan fotoğraf değil, tamamen bakış açımdır, oturduğum yerden fotoğraf çektiren tembelliğimizdir efendim. :)

Bu yayında, ne yazık ki kendi fotolarımı değil, görünce kendimden geçtiğim İsviçre fotolarını koyucam. Bende böyle yoğun gezme görme isteği oluşmaz genelde, gezerken zevk alırım sadece. Ama İsviçre öyle değilmiş,. Aşık olunacak bir ülke, özellikle dağları, ve bu turizmde kullandıkları maximum teknolojileri. Demem o ki, bizim de harika dağlarımız  (o kadar yüksek değil tabii) olmasına rağmen, asla o dağlara, yaylalara götürecek raylı sistem teknolojisini düşünmemişizdir, bunca mesele varken ülkemizde. Köy halkının tam ortasından geçip, onları izlemek, tam da doğal hayatı görmek bu kırmızı trenden, çok güzel olmalı. It must be wonderful to watch the scene in the middle of this village, without disturbing any balance.    PEki ya bu otele ne demeli , Aescher Hotel, burda oturup sanki herşey normalmiş gibi çay, kahve içen insanlar.. :) İnsanlar bunun değerini biliyorlardır umarım, ya da her zamanki gibi alışmış insan modeline dönmüş olabilirler. Umarım gidebiliriz,